Bir dokunun ya da iç organın, normalde bulunması gereken beden bölgesinin zayıf bir noktasından bulunmaması gereken bir yere doğru dışarı çıkmasıdır. Dışarı çıkan bu doku zarar görebilir, vücudun fonksiyonlarını bozabilir, hareketleri engelleyerek kişinin hayat konforunu ciddi oranda etkileyebilir.
Kaç çeşit fıtık vardır ?
Fıtıklar bulunduğu bölgeye göre adlandırılır: karın duvarı fıtıkları, mide fıtığı ve lomber disk fıtıkları örnek olarak verilebilir. En sık karın duvarı fıtıkları görülür. Karın duvarı fıtıkları arasında kasık fıtığı, göbek fıtığı, epigastrik fıtıklar ve kesi yeri fıtıkları sayılabilir. Web sitemizde sadece karın duvarı fıtıkları ele alınmıştır. Genel bilgiler tüm fıtıklar için geçerlidir. Bununla birlikte farklı fıtık tiplerine yönelik bilgilere de ayrı ayrı yer verilmiştir.
Fıtık neden oluşur?
Hemen tüm fıtıkların oluşumunda karın içi basıncının artması (kabızlığa bağlı ıkınma, öksürük, ağırlık kaldırma, ani hareketler) ve fazla kilolu olmak en önemli sebepler arasında sayılabilir. Basınç artışı sonucu karın duvarındaki zayıf noktalarda yırtılmalar ve fıtık oluşur. Karın duvarındaki zayıf noktalar en çok kasıklar, göbek deliği ve ameliyat dikiş yerleri olduğu için fıtıklarda en çok bu bölgelerde oluşur. Ayrıca dokuların elastikiyeti ve gücü gibi faktörlerde etkili olduğundan ailesel yatkınlıkta fıtık oluşumunda etkin rol oynayabilir .
Fıtık ne sıklıkta görülür ?
Erkeklerde fıtık görülme oranı kadınlardan yaklaşık 8-9 kat fazladır. Erkeklerde yaşam boyu herhangi bir fıtık türünün görülme olasılığı Avrupa’da %15-20, Amerika’da ise %27-43 civarındadır. Karın duvarı fıtıklarının yüzde 75-80’ ı kasık fıtığıdır. Genel cerrahi pratiğinde sık karşılaştığımız bir durumdur.
Fıtık belirtileri nelerdir ?
En sık ağrı ve şişlik şikayetlerine sebep olur. Şişlik genellikle ayakta veya yürüme sırasında ortaya çıkar, yatmakla kaybolur. Şişlik zamanla büyüyerek kişinin günlük yaşamını olumsuz etkiler; ağrı yaparak hareketlerini ve aktivitelerini kısıtlayabilir. Şişlik olarak fark edilen yapı aslında bağırsaklardır. Bu yüzden yatınca kaybolmayan ağrılı şişliklerde barsağın boğulma olasılığı vardır. Boğulma, en korkulan fıtık komplikasyonudur. Bağırsak tıkanıklığı oluştuğunda ağrılı şişlik yanında bulantı ve kusma şikayetleri görülür. Boğulan bağırsağın kan dolaşımı azalır ve saatler sonra çürüyerek zehirlenmeye sebebiyet verebilir.
Fıtık tanısı nasıl konur ?
Tanı için muayene genellikle yeterli olsa da ek olarak ultrason yada tomografi incelemeleri yapılabilir. Özellikle küçük kasık fıtıklarında şişlik olmaksızın ağrı şikayeti olabilir. Bu küçük fıtıklar muayene ile saptanamayabilir. Öksürme anında yapılabilen ultrason bu durumlarda tercih edilen değerli bir yöntemdir. Ayırıcı tanı için Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) veya bilgisayarlı tomografi (BT) görüntüleme tetkikleri istenebilir.
Fıtık nasıl tedavi edilir ?
Fıtığın ameliyat dışında tedavisi yoktur. Kabaca açık ve kapalı yöntemler ile onarım yapılır. Eskiden sadece dikişlerle anatomik onarım yapılmaktayken fıtıkların sıklıkla tekrar etmesi sonrası yamalar kullanıma girmiş ve tekrarlama oranları oldukça düşük seviyelere gerilemiştir. Yama teknolojisi hızla gelişerek dokularla bütünleşmiş, farklı ihtiyaçlara uygun modellerin geliştirilmesi sonrası yamalar fıtık onarımlarının vazgeçilmezi haline gelmiştir.
Yama nedir ?
Yamalar vücut dokularını desteklemek üzere üretilen inorganik (sentetik) veya organik protezlerdir. Yüksek teknoloji ürünlerdir. Üretilirken kansere yol açmaması, alerjik olmaması, insan dokusu ile bütünleşebilmesi, vücut tarafından yabancı cisim olarak algılanmaması, doku sıvıları ile reaksiyona girmemesi, sterilizasyona uygun olması ve mekanik gerilime dayanacak kuvvete sahip olması gibi birçok özelliği karşılaması gerekir.
Yama çeşitleri nelerdir ?
Kullanım yerine ve kullanılacak tekniğe göre farklı çeşit (organik ve inorganik) ve boyutları mevcuttur. Yamaların ağırlıkları ve gözenek boyutları da farklıdır. Özellikle kasık bölgesinde kullanılmak üzere anatomiye uygun üç boyutlu yamalar mevcuttur. Açık cerrahide kullanılan yamalar karın içinde kullanıldığında bağırsakların yapışmasına ve delinmesine sebebiyet verebilir. Bu yüzden kompozit veya dual mesh denilen, bağırsaklara yapışmayı önleyen katmanları olan özel yamalar tercih edilir.
Açık ve kapalı ameliyatların başarısı aynı mıdır ?
Ameliyatlar basitçe açık yada kapalı şeklinde ikiye ayrılsa da kendi içinde çok farklı teknikler içermektedir. Fıtığın durumuna uygun tekniğin doğru şekilde uygulanması halinde açık yada kapalı ameliyatların başarıları benzerdir.
Açık ve kapalı ameliyatların farkları nelerdir ?
Kapalı ameliyatların en büyük artısı küçük bir yara oluşturması, dolayısı ile enfeksiyon riskini azaltması, ağrının az olması ve kişinin normal hayata daha erken dönebilmesidir. Bunun yanında ciltteki hisleri ileten sinirlerin kesilmemesi sayesinde bölgesel hissizlik olmadığı gibi görsel olarak küçük yara izi avantajı da sağlamaktadır.
Kapalı ameliyatlar arasında farklılık var mıdır?
Kapalı (laparoskopik) ameliyat kamera yardımı ile küçük deliklerden yapılan ameliyatların genel bir ifadesidir. Kamera yöntemiyle çok farklı teknikler yapılabilmektedir ve tamamen farklı yaklaşımları içermektedir. TEP, eTEP, TAP, eTEP+TAR, IPOM, IPOM plus gibi çok farklı teknikler kapalı yöntemle uygulanabilmektedir. Burada tek bir “en iyi” yoktur. Hastanın beklentilerini karşılayan ve tıbbi durumuna uygun teknik “o hasta için en iyidir” denebilir.
Cerrahın rolü nedir ?
Teknolojinin sunduğu çeşitli imkanlar arasından kişinin beklentilerini göz önünde bulundurarak doğru tekniği seçen, uygun malzeme ile tekniği doğru şekilde uygulayan cerrah başarıyı sağlayan en önemli faktördür.
Dren konulur mu ?
Bazı vakalarda kan ve serum birikmemesi için ameliyat bölgesine dren (ince bir tüp) konabilir. Bu dren kapalı ve şeffaf bir rezervuara bağlanır. Orada toplanan sıvı belli aralıklarla boşaltılarak miktarı kaydedilir. Dren genelde 24 saat sonra (en geç 72 saat) doktorunuz tarafından çıkarılmaktadır. Kesi yeri fıtıklarında ve büyük kasık fıtıkları ameliyatlarında daha sık kullanılmaktadır.
Anestezi Sonrası
Genel anestezi uygulandığında baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı, baygınlık hissi, uyku hali ve halsizlik görülebilir. Nefes borusuna yerleştirilen solunum tüpü boğaz ağrısına ve takılma hissine neden olabilir. Sıcak içecekler tüketilmesi ve boğaz pastilleri ile şikayetler hızlıca düzelir. Belden uyuşturma (spinal) yapıldığında idrarınızı yapabilmeniz önemlidir, çok nadiren sonda takılması gerekebilir. Belden uyuşturma yapılan kişilerde ayağa kalkınca artan baş ağrısı olduğunda kahve, tuzlu ayran ve bol su içilmesi önerilir. Ağrı şiddeti fazla ise hekiminizle iletişime geçmeniz uygun olur.
Enfeksiyon riski ?
Acil şartlarda yapılmayan kasık fıtığı onarımlarını takiben yara enfeksiyonu görülmesi nadir bir durumdur. Fıtık onarımı, ameliyat yarası sınıflamasında “temiz” gruba giren bir ameliyat olup enfeksiyon oranları % 1-3 civarındadır. Bununla birlikte yara enfeksiyonu görülmesi mümkündür. Kesi yeri fıtıkları ve göbek fıtıklarında enfeksiyon az olmakla beraber kasık fıtıklarına göre risk daha fazladır Bağışıklığı zayıf, şeker hastalığı veya başka sistemik rahatsızlığı olan, kortizon benzeri ilaçları kullanan hastalarda enfeksiyon gelişmesi olasılığı daha yüksektir. Yara enfeksiyonu gelişmesi halinde sizi uyaracak belirtiler; ameliyat bölgesinde kızarıklık, ısı artışı, şişlik, hassasiyet ve akıntıdır. Belirtiler genellikle 3. günden itibaren ortaya çıkar.
Ameliyat sonrası ?
Kasık fıtıklarında fıtığın durumuna göre değişebilmekle birlikte genellikle 1-2 gün yatış yeterlidir. Göbek fıtığı ve özellikle insizyonel (kesi yeri) fıtıklarında yatış süresi 2-3 güne uzayabilir. Genellikle hastalar aynı gün yürümeye başlar. Kasık fıtıkları kapalı ameliyatlarında normal hayata dönüş ortalama 10-14 gün, açık fıtıklarda 14-20 gün , insizyonel ve göbek fıtıklarında 20-30 gün sürmektedir. Ameliyat sonrasında yamanın yapışması, yaranın iyileşmesi için hastaların ağır yük kaldırmamasını, ağır efordan kaçınmasını, ani şekilde eğilip kalkılmamasını ve namazın yaklaşık 2 hafta oturarak kılınmasını öneriyoruz.
Pansuman gerekir mi ?
Ameliyat sonrasındaki ilk pansuman hekiminiz tarafından yapılır. Normal şartlarda düzenli pansuman yapılması gerekmez. Dikişler emilen dikişler ile atıldığında alınmasına gerek yoktur. Bazen alınması gereken dikişler kullanılır, bu durumda 10 günden itibaren dikişleriniz alınabilir. Dikiş alınmasına kadar geçen sürede yaradan kanlı veya iltihaplı akıntı görmeniz halinde doktorunuzla iletişime geçmeniz önerilir. Her ne kadar dikiş alınması ağrılı bir işlem olmasa da ağrı kesici içerek gelmeniz işlemi kolaylaştıracaktır.
Banyo ne zaman yapabilirim ?
Yaranın kendini korumaya başlaması için en az 24 saat gerekir. Bu yüzden 24-48 saat boyunca yaranın kuru kalması önemlidir. Bu süreden sonra duş alabilirsiniz. Arzu ederseniz, şeffaf film şeklindeki kendiliğinden yapışan malzeme ile yarayı ek olarak koruyabilirsiniz. Pratiğimizde sık kullandığımız Spray pansuman koruyucular kullanıldığında bu bantlara gerek yoktur.
Kontrol Muayenesi
İlk kontrol taburculuk esnasında yapılır. Sonrasında genellikle 2-3.günde yara kontrolü yapılır. Herhangi bir yakınmanız olmaması halinde son kontrol 10.günde yapılır. Elbette dilediğiniz zaman doktorunuzdan kontrol muayenesi randevusu talep edebilirsiniz. Ameliyat sonrası 6. ayda yamanın kontrolunun yapılması önerilir.
Beslenme önerileri ?
Ameliyat sonrasında dönemde diyet kısıtlaması yoktur. Bununla birlikte kabız veya ishal olmayacak şekilde beslenilmesi önerilir
Lütfen yapmayınız!!!
Fıtık tedavi edilmezse Hangi Sağlık Sorunlarına Yol Açar?
Fıtıklar en basit haliyle ağrıya neden olarak hareketlerde kısıtlamaya ve hayat konforunda azalmaya sebep olur. Oluşan şişlik aynı zamanda görsel olarak rahatsızlık verebilir. Fıtık içine giren bağırsaklar nedeni ile sindirim bozuklukları olabilir. Fıtıklar büyümeye meyillidir ve büyüdükçe onarımı daha zor hale gelecek ve onarım sonrası tekrarlama riski artacaktır. En korkulan riski içine giren bağırsağın sıkışması yani boğulmasıdır. Acil cerrahi müdahale gerektiren bir durum olan fıtık boğulması ilerleyen saatlerde ciltte kızarıklık ve ateş yapar. Boğulma sonrası bağırsak çürüyerek zehirlenmeye (sepsis) neden olabilir. Acil müdahalelerde bağırsağın çürüyen kısmın çıkarılması gerekebilir, bu durumlarda bağırsağın bağlantı noktasının kaçırması gibi başka riskleri de ortaya çıkar. Çürüyen bağırsaktan ortama yayılan mikroplar yama konulmasını engelleyebilir yada konulan yamanın enfekte olmasına ve tekrar çıkarılmasına neden olabilir. Bütün bunların yanında boğulmanın ne zaman olacağı öngörülemediğinden hiç istenilmeyen bir anda hiç istenilmeyen bir mekanda müdahale gerekebileceği unutulmamalıdır.
Şimdi Ameliyat olmazsam ?!…
Ameliyat yapılmayan fıtıklarda ameliyat zorunluluğunun ortaya çıkma olasılığı 5 yılda %54, 7 yılda %72’dir. Fıtığın boğulma riski yıllık %3 kadardır. Kadınlarda ki fıtıkların daha sık boğulma eğiliminde olduğu unutulmamalıdır. Avrupa Fıtık Derneği’nin kasık fıtıklarının tedavisiyle ilgili rehberinde 2014 yılı sonunda yaptığı değişikliğe göre: Erkeklerde fazla şikâyete neden olmayan bazı küçük kasık fıtıklar ameliyatsız takip edilebilir; ancak bu olguların %70’inde zamanla ameliyat gerekir. Yaşlı ve ağır sistemik hastalığı olan erkek hastalarda fazla şikâyete neden olmayan bazı küçük kasık fıtıkları ameliyatsız yakın takibe alınabilirler.
Daha Detaylı Bilgi İçin İletişim Sekmesine Bakınız.